GİZLİ ALİM - rüyada allahı görmek mümkünmü

BANA_ULASIN
Nasihat
ŞAŞIRMAYA_Hazırmısınız
harun yahya hocamızın eserlerinden alıntılar
İSTANBUL.a Vaad Edilen
ŞEYTAN
Yüce.Allahı_Rüyada görmek
ALİMLER
AHİRETTEKİ SASILACAK ALEMLER
LEVH-İL-MAHFUZ_Nedir_???
NEFS VE AKIL
Cennet de ALLAHI GÖRMEK
BELGESELLER
büyüklerin Allahla konusmaları
Allah_Tealanın yakın olması
Allah_Teala akıl ve hayal ile anlasılamaz
Allah_Tealanın sıfatları
Alimlerin yüce_Allahı görmesi
Alemler_vehim mertebesinde yaratılmıslardır
Seytan Ademe neden secde etmedi_?
MİRAC_yükseliş
Melekler_ve Görevleri
Namazın kılımı Namazda okunan dualar Namaz videoları
RUH_Nedir ?
KABİR_AZABI
BOZUK_DİNLER
KIYAMETİN_10_BÜYÜK ALAMETİ
İBRET_VERİCİ VİDEOLAR
CENNET__???
BÜYÜK_ALİM
ALLAHIN_99 İSMİ Ve manaları
CEHENNEM
ESMA_ÜL HÜSNA TEZBİHAT
CİNLERİN ATASI_İBLSMİ_?
KARABASAN__NEDİR
DİKKAT_?_DUYURU
Masonluk ve siyonizim Nedir__?
ÖLÜM ANI ŞEYTAN GELİRMİ__?
HZ.Hızır.as._kimdir_?
DÜNYANIN YARATILISI__?
hz.Peygamberimizin_Şeytanla konusması
sigara ve içki günahmı_?
Esma.ül Hüsnadaki HAYY.Mucizesi
sual__?
kader_Nedir__?
sayaç
SEMUM ATEŞİ
yorumsuz
ŞEYTAN SİNSİ DÜSMAN
DÜNYADA KAC MÜSLÜMAN VE HIRISTİYAN VARDIR VE 73 FIRKANIN SIRRI NEY_?
COK GÜLMENİN ZARARI__?
KAİNATIN YARATILIŞ GAYESİ
rüyada allahı görmek mümkünmü
ALLAH IDRAK EDİLEBİLİNİRMİ
İLK İNSAN HZ.ADEM.AS
HZ.MEHDİ
KAFİR_?
BİR RİVAYET_?
cagımızın en büyük tehlikesi ZÜBBELİK
Gerçek İslam'a ve Tevhid'e Çağrı
klipli en güzzel ilahiler
dini videolar
Kull Hakkı
Kelam İlmi nedir ?
Bid,at nedir__?
Peygamber efendimizi rüyada görmek
uyan Türkiyem uyan ?
Resım galerısı
Esma-ul Husna ve Dualar
İste Azazilin yani iblis seytanın gercek gecmiş öyküsü
Hâfid__?
Şedidü'l-Mihal Ne Demektir?
__Bir Kulun Feryadı__
Serîu - Hâsibîn__?
Hizbullah GERCEGİ
Hamas Gercegi
El Fetih Gercegi
Baphomet Nedir__?
MAĞFİRET Nedir_?
Harun yahya hocamızdan Filistin zulmü İzleyin
SEYYIDÜ'L-ISTIĞFAR
Abdulkadir Geylani Hz.Belgesel
pKK nın Ruhu nasıl alınır
Seytanları kahr eden dua
Kıyamette günahkarlar kör olarak mı haşredilecek?
YüCe_Allahc.c Hazretlerinin en yüce ismi_İSM-İ Â'ZÂM,, _Duası_
MÜMiN iLE KAFiR bu film kacmaz
BİR Adamla BERBERİN HİKAYESİ
iblisin bazı isimleri
Sur' a Üfürüldüğü Gün
Türk İsmi Nerden Geldi_?
PEYGAMBERLER SİLSİLESİ
Kıyamet Günü GöLgelenecek Gençler
sahih hadıslerde DECCAL
GERCEK VE YALAN DÜNYALI_sOnMucize _
CERN DENEYİ VE BİG BANG
SİDRETÜL MÜNTEHA NEDİR ?
El-Müheymin
Ayet el Kûrsi
ŞEYTAN'dan İNSAN'lara MEKTUP ( Mutlaka Okuyun Ve Paylşaın
TESBİH_NAMAZI
FURKAN
TÖVBELER TÖVBESİ OLAN NASUH TÖVBESI
Hz. EYYUB (as)
GERÇEK MEHDİ’NİN__ALÂMETLERİ
onemlı bılgıler
HZ.SÜLEYMAN_AS_IN GERCEK YÜZÜGÜ
MESİH DECCAL NEREDE GİZLENİYOR_?
Kafir Devletlerin Bünyesinde Görev
okumalı
CUMA BAHSİ_VE KIYAMETIN KOPACAGI GUN BU İSİMDE
EL VaHİD
EL EHAD
Zaman Allah (c.c.) mıdır?
esma ul hüsna dan secılen ısımler
mucızeler
Mutlak olan ALLAH.C.C ün Ol EMRİ
SÎA mezhebi_____?
Nalet sebebi olarak Gaflet



 

 

Allah Teala mağfiretinin pak suyu ile hatalarımızı temizlesin. O dilemekdikçe bir şey olmaz. Gönül aynasına onun kerem güneşi vurmadıkça da devlet ele geçmez. O, öyle bir kudrete sahiptir ki, onun kudret ve azameti karşısında akıllar hayretinden yerlere döşenir.

 

O birdir ve tektir. O’nun eşi, benzeri ve misli olma ihtimali yoktur. O’nu azamet ve celaliyle keyfiyetsiz, benzerisz ve misilsiz olarak görmek, hayra işarettir. Böyle bir rüyaya mazhar olan kimse dünyada müjdelenir. O kişinin ahireti de selamet ve saadet içinde geçer.

Mezhep imamlarımızdan Ahmed bin Handel (R.A.) Rabbini rüyada görmüş ve Rabbine şu soruyu sormuştur:

- Ey Rabbim! Has kullarını sana yakın kılan şeylerin en hayırlısı nedir?

Ona Rabbinden şu cevap erişmiş:
- Ey Ahmed! Benim kelamımı okumalarıdır.

- Anlayarak mı, yoksa anlamayarak mı?
- Anlayarak ve Anlamayarak.

Bu olay gösterir ki veliler ve büyük alimler Allah’ı bizim kavrayamayacağımız bir keyfiyetle rüyalarında görebiliyorlar. Zaten rüya istemekle gösterilmez, insana gösterilir.

Bu itafen peygamberimiz Hz.Muhammed (S.A.V):

- Sizden birinizin rüyasında gördüğü şeylerin en hayırlısı o kimsenin, Allah’ını, Peygamberini ya da Müslüman ana ve babasını görmesidir.

Sahabiler:

- Ey Allahın Resulu! Bir kimse rüyasında Rabbini görür mü?

Peygamberimiz (S.A.V) buyurur ve:

Sultanı görür, Sultan da Allah Teala’dır.

Allah Teala ile arasında bir perde olduğunu görmek büyük günah ile tabir olunur. Bir kimsenin rüyada Allah’ın arşını görmesi, kendisi için hayırlara işaret eder. Ve yine Rabbi ile konuştuğunu görmesi, çok çok Kur’an-ı Kerim okumaya işarettir. Çünkü Kur’an-ı Kerim Allah’ın sözüdür.

İbn-i Sirin demiştir ki:
- Rüyada Rabbini gören kimse cennetliktir.Her kim yüce Allah’ı görürse o kişi insanları Allah yoluna sevketmek ve davet için yaratılmıştır.

Allah Teala’yı görmek yedi madde ile tabir olunur:

1) Mağfiret
2) Rahmet
3) Şefkat
4) Keramet
5) Selamet
6) Tövbe
7) Tevfik

Ayrıca fakir bir insanın rüyasında Allah Teala (c.c.)’yı görmesi zengin olacağına işaret eder
 




 

Sevgili ziyaretçiler,

Allah'ı görmek bu gözlerle, baş gözleriyle gerçekleşmez. Baş gözü görür, bu "rae" fiilidir; ama kalp gözü görürse, bunun adına, kalp gözünün görme hassasına, Allahû Tealâ "basar" diyor. Ne zaman basiret çalışmaya başlamışsa, o zaman Allahû Tealâ görülür.

İşte, Yusuf Suresinin 108. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ diyor ki:

12/YUSUF-108: Kul hâzihî sebîlî ed'û ilallâhi alâ basîretin ene ve menittebeanî, ve subhânallâhi ve mâ ene minel muşrikîn(muşrikîne).

De ki: "Benim ve bana tâbî olanların, basiret üzere (kalp gözüyle basar ederek, Allah'ı görerek) Allah'a davet ettiğimiz yol, işte bu yoldur. Allah'ı tenzih ederim. Ve ben, müşriklerden değilim."

Demek ki; sahâbe de, Peygamber Efendimiz (S.A.V) de kalp gözleriyle, Allah'ı görmüşler. Sevgili izleyenler ve dinleyenler, Allah'ın o üst seviye evliyalarından Yunus'un bir şiirinde açık açık Allahû Tealâ'yı gördüğünü söylüyor. Bir başka şiirinde: "O'nu kendime dost edindim. Neden artık O'ndan korkayım?" diyor. Sevgili izleyenler ve dinleyenler, daha da öteye geçiyor Yunus: "O ne derse, biz mutlaka yaparız, biz ne dersek Ol Dost tutar." diyor.

Sevgili ziyaretçiler, Yunus'un Allah'ı gördüğü kesindi. Sadece Yunus'un mu sevgili ziyaretçiler? Mevlâna Celâleddîn-i Rûmi, Allah'ı görmüş. Bir de O'nun yazdırdığı kitabı yazmış. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, Allah'ı görmüş, Allah'ın yazdırdığı Marifetnâme'yi yazmış. Eşref Rûmi Hazretleri, Allah'ı gördüğünü söylüyor, Allah'ın yazdırdığı Dîvân'ında.

Sevgili ziyaretçiler, Abdülkâdir Geylâni Hazretleri, Allah'ı gördüğünü, O'na sorduğunu, O'ndan cevap aldığını; yüzlerce defa söylüyor sohbetinde. "Sohbet" isimli kitabında ve başka kitaplarında, Allah'ı gördüğünü açık açık ifade ediyor.

Ve Allahû Tealâ, Kur'ân-ı Kerîm'de, Allah'ın görülmesiyle ilişkili Yusuf 108 ile birlikte şu âyetlerden bahsediyor:

Sevgili ziyaretçiler. Bakara 140'ta Allahû Tealâ buyuruyor:

2/BAKARA-140: Em tekûlûne inne ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya'kûbe vel esbâta kânû hûden ev nasârâ. Kul e antum a'lemu emillâh(emillâhu), ve men azlemu minmen keteme şehâdeten ındehu minallâh(minallâhi), ve mallâhu bi gâfilin ammâ ta'melûn(ta'melûne).


Yoksa siz: "Muhakkak ki; İbrâhîm, İsmail, İshak, Yakup ve torunları yahudi veya hristiyan idiler mi?" diyorsunuz. De ki: "Sizler mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı?" Allah'tan (verilen) Allah'ın katındaki şahitliği gizleyen kimseden daha zalim olan kimdir? Allah, yaptıklarınızdan gâfil değildir.

"Allah'ın katındaki şahadeti, Allah'a şahit olmayı, Allah'ı müşahede etmeyi, Allah'ı görmeyi gizleyenden daha zalim kim vardır?" diyor, Allahû Tealâ. Sevgili ziyaretçiler, Allahû Tealâ En'am 103'te diyor ki:

6/EN'AM-103: Lâ tudrikuhul ebsâru ve huve yudrikul ebsâra ve huvel lâtîful habîr(habîru).
"Görme hassaları O'nu idrak edemez. Ve O, görme hassalarını idrak eder. Ve O Latif'tir, herşeyden haberdardır."

Basarlar, yani kalp gözündeki görme hassaları, Allah'ı idrak edemez. Görür ama idrak edemez. Ama O, basar adı verilen hassayı, kalp gözünün görme hassasını O, Allah idrak eder. Neden? Çünkü onu yaratan, basarı yaratan, kalp gözünün görme hassasını yaratan Allah'tır. O latiftir ve haberdardır.

En'am Suresinin 104. âyet-i kerimesinde:

6/ EN'AM-104: Kad câekum basâiru min rabbikum fe men ebsara fe li nefsihi ve men amiye fe aleyhâ, ve mâ ene aleykum bi hafîz(hafîzin).
"Rabbinizden size basiretler (kalp gözlerinize görme yeteneği) gelmiştir. Artık kim bu basiretle (kalp gözüyle) görürse, onun lehinedir (kendi nefsi içindir). Kimin de kalp gözü kör kalırsa, o takdirde onun aleyhinedir. Ve ben, sizin üzerinize muhafız değilim."

Aslında buradaki ebsara kelimesiyle, Allahû Tealâ'nın söylediği görme hassası, Allah'ı görmeyle alakalı.

Fusillet 53'te Allahû Tealâ diyor ki:

"Senurîhim âyâtinâ fîl âfâki ve fî enfusihim."
"Onlara afakta da (dış âlemlerinde de), enfüste de (iç âlemlerinde de) ruhlarının gözleriyle dış âlemde, nefsinin kalp gözüyle iç âlemde âyetlerimizi göstereceğiz." diyor Allahû Tealâ.

"Hattâ yetebeyene lehum ennehul hak."
"Onlar için bunun bir hak olduğu tebeyyün edene kadar, gerçekleşene kadar."

Kaf Suresinin 37. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ, şöyle söylüyor:

50/KAF-37: İnne fî zâlike lezikrâ limen kâne lehu kalbun ev elkas sem'a ve huve şehîd(şehîdun).
Muhakkak ki; bunda, kalplerine (kalp kulaklarına) ilka (ilham) edilenler ve (kalp gözleri ile) Allah'a şahit olan (görenler) için bir ibret vardır.

O kişinin, kalbine ilka edilen işitme ve böylece o kişinin Allah'ın Zatı'na şehid olması, şahit olması için bir ibret vardır diyor Allahû Tealâ. İnne muhakkak ki, fî zâlike bunun içinde bir ibret vardır diyor. Lezikrâ ibret, zikir vardır. Öyleyse, buradaki Allahû Tealâ'nın kullandığı şahit kelimesi gene, Bakara 140'ta söylediği gibi, Allah'ı müşahede etmek istikametinde kullanılıyor.

Yunus 26'da Allahû Tealâ buyuruyor:

10/YUNUS-26: Lillezîne ahsenûl husnâ ve zîyâdeh(zîyâdetun), ve lâ yerheku vucûhehum katerun ve lâ zilleh(zilletun), ulâike ashâbul cenneh(cenneti), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).
Ahsen olanlara, daha güzeli ve ziyadesi (daha fazlası, Allah'ın cemalini görmek) vardır. Onların yüzlerini bir keder kaplamaz ve bir zillet (küçük düşme, hakirlik) yoktur. İşte onlar, cennet halkıdır. Onlar, orada devamlı kalanlardır.

Allahû Tealâ, Kur'ân-ı Kerim'inde sadece bunları söylemiyor.

Zuhruf Suresinin 86. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ diyor ki:

"Ve lâ yemlikullezîne yed'ûne min dûnihiş şefâate illâ men şehide bil hakkı vehum ya'lemûn(ya'lemûne)."
"Allah'tan başka çağırdıkları şefaat edemezler, şefaate malik olamazlar. Ancak Hakk'a şahadet eden kişiler hariç."

Çok açık bir şekilde "men şehide bil hakkı" diyor Sevgili ziyaretçiler. "Hakk'a, Allah'a şahit olan, Allah'ı müşahede edenler hariç, Zuhruf 86.

Öyleyse Allahû Tealâ, Allah'ın katındaki şahadetten bahsediyor Bakara 140'ta. Ve Zuhruf 86'da da Hakk'a, Allah'a şahadet edenlerden bahsediyor.


"Bu zamanda da Allah'ı görebilen olabilir mi?"

Sevgili ziyaretçiler, hep insanların söylediği bir büyük yanlışı içeriyor bu söz. Elbette olabilir. Allahû Tealâ için bir devir söz konusu değildir. Kimi dilerse, ona kendisini gösterebilir.

Sevgili ziyaretçiler, bu konuda bir şeyler daha söylememiz lâzım. Allah ile ilişkilerinizi kurduğunuz zaman, Allah yolunda kendinizi harcamaya başladığınız zaman, bütün güzellikler gelir, sevgili ziyaretçiler.

Öyleyse, muhtevaya dikkatle bakın! ALLAH'I GÖRMEK. İnsanlar, Allah'ın baş gözüyle görülmeyeceğini düşünüyorlarsa, bunda tepeden tırnağa haklıdırlar. Allah'ı görecek olan gözler baş gözleri olsaydı, Hazreti Musa, bir peygamber olarak baş gözüyle Allah'ı görebilirdi; ama bunun imkânsız olduğunu yaşadı.

Allahû Tealâ'ya Hazreti Musa, Allah'ı görmek istediğini ve baş gözleriyle görmek istediğini söyledi. Allahû Tealâ da: "Ben görülmem." demedi, "Sen Beni göremezsin." dedi. "Lem terani" dedi. Öyleyse, Hazreti Musa ısrar edince, Allahû Tealâ ne yaptı? "Bu dağa tecelli edeyim, ondan sonra sen gene de Beni görmek istersen, baş gözleriyle, o zaman düşünelim."

Allahû Tealâ, dağa tecelli edince, dağ berhava oldu. Hazreti Musa da sarsıntının şiddetinden düştü, bayıldı ve ayıldığı zaman baş gözüyle Allah'ı görme talebinin geçerli bir talep olmadığını öğrendi. Ve Allahû Tealâ, kalp gözüyle Kendisini, Hazreti Musa'ya gösterdi. Bütün nebîlerine gösterdiği gibi. Peygamber Efendimiz (S.A.V) de, Allahû Tealâ'yı ruhunun gözleriyle gördü. Allah'ın huzuruna yükseldiği zaman, miraca yükseldiği zaman, fizik vücuduna ruhu örtü olarak yükseldi. Sonsuz hızla oraya ulaştı ve kalp gözüyle evvelce gördüklerini, ruhunun gözleriyle gördüğü arasında fark olmadığını Allahû Tealâ, şu cümleyle anlatıyor: "Kalbi evvelce gördüklerini tekzip etmedi." diyor. Evvelce Allahû Tealâ, yüzlerce defa Zat'ını Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e göstermişti ve orada ruhunun gözleriyle bir defa daha Allahû Tealâ'yı görünce, kalbinin gördüğüyle ruhunun gördüğü, (nefsinin kalbinin gördüğüyle de ruhunun baş gözlerinin gördüğü) aynı şey olarak ortaya çıktı.

Öyleyse Sevgili ziyaretçiler, son derece açık olarak Allahû Tealâ bunları söylüyor ve hiç kimse baş gözleriyle Allah'ı göremez. Bir çok insan, Allah'ı gördüğünü iddia eder. Onlara soruyoruz: "Ne gördünüz?" "İhtiyar, sakallı bir adam gördüm." diyor. Allah insan değildir. Sakın Allah'ı insan zannetmeyin. Allah insan değildir. O'nu gördüğünüz zaman, O'nun insan olmadığını göreceksiniz. Biz insanlar, görmek için göze ihtiyaç duyarız; işitmek için kulağa ihtiyaç duyarız; konuşmak için, yemek yemek için, ağza ihtiyaç duyarız; nefes almak için buruna ihtiyaç duyarız, koku almak için... Her uzvumuz başka bir işe yarar. Ama Allahû Tealâ her zerresiyle, her şeye kaadirdir.

Öyleyse O'nu, üç boyutlu bir standartta da aramayın. O "Allah"tır. Sevgili ziyaretçiler ve gördüğünüz zaman göreceksiniz ki; insan değildir. Öyleyse rüyada Allah'ı gördüğünü iddia etmek de boş bir hayaldir, çünkü nefsiniz zemin kattan yukarıya çıkamaz. Rüyayı nefsinizin baş gözüyle görürsünüz. Oysa ki Allahû Tealâ'yı gören, nefsinizin kalp gözüdür ve kalp gözünün Allah'a kadar ulaşması gerekmez. Kalp gözü, sizin Allah'ı görmenizi için, Allah'ın size ihsan ettiği en güzel sistemdir ve Peygamber Efendimiz (S.A.V) için de, Allahû Tealâ aynı şeyi söylüyor. Kalbi, yani nefsinin kalbiyle gördükleri, ruhunun baş gözüyle gördüklerini tekzip etmedi diyor.

Daha evvelki âyet-i kerimede Allahû Tealâ'nın söyledikleri: "Onlara hem afakta (ruhlarının baş gözüyle), hem de enfüste (nefslerinin kalp gözüyle) âyetlerimizi göstereceğiz." dediği şey, işte bu Sevgili ziyaretçiler. Nefsinizin kalp gözü, Allah'ı görmeye yetkili kılınır. Ruhunuzunsa baş gözü, Allah'ı görmeye yetkili kılınır. Ruhunuz da nefsiniz de sizin vücut yapınızın aynını muhtevîdir.

"Allahû Tealâ görülür mü? Ne zaman görülür?"

Allah görülür mü?

Evet; ama baş gözüyle Allah görülmez.

Ne zaman görülür?

Bu sualin cevabına dikkat edin Sevgili ziyaretçiler!

22. basamakta fenâ makamının sahibi olursunuz; Allah'ı göremezsiniz. Evliya oldunuz. Ondan sonra bekâ makamının sahibi olursunuz; Allah'ı göremezsiniz. Zühd makamının sahibi olursunuz; Allah'ı göremezsiniz. Muhsinler makamının sahibi olursunuz; Allah'ı göremezsiniz. Daimî zikrin sahibi olursunuz, Ulûl'elbab olursunuz, velâyetin 5. makamındasınız, daimî zikrin sahibisiniz; sadece zemin katı görebilirsiniz. ( Adı geçen evliyalık makamları hakkında bilgi sahibi olmak için tıklayınız.)

Ne zaman Allahû Tealâ size birinci katı gösterirse, o zaman Ulûl' elbab kademesini aştınız, velâyetin 6. kademesi olan İhlâs makamına geldiniz. Burada birinci gök katı, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci gök katlarının sırları, size birer birer gösterilir. Yedinci gök katının yedi tane âlemini ayrı ayrı görürsünüz. En son Sidret-ül Münteha'yı görürsünüz

Sevgili ziyaretçiler. Yedinci âlemin, İnd-i İlâhi'deki en yüksek noktası. İşte orada, Sidret-ül Münteha'yı Allahû Tealâ size gösterdiği zaman, o zaman ancak velâyetin altı tane makamını tam olarak yaşamış olarak ve göğün yedinci katı da dahil olmak üzere, varlıklar âleminin bütün sırları, nefsinizin kalbine ayan olarak gösterildikten sonra; Allahû Tealâ sizi Tövbe-i Nasuh'a davet eder. Mutlaka davet eder. Kim Sidret-ül Münteha'ya kadar, evvel zemin katın sırlarını, sonra da göğün birinci katından başlayarak bütün katlarının sırlarını, yedinci katın yedi tane âleminin sırlarını ve yedinci âlemin de en üst noktasını Allahû Tealâ, en son ne zaman gösterirse kişiye, Sitret-ül Münteha'yı görmek, Tövbe-i Nasuh'a davet edilmek için yegâne sebeptir. Başka türlü davet edilmezsiniz Sevgili ziyaretçiler.

Tövbe-i Nasuh'a davet edilen kişi, artık Allahû Tealâ'yı görmeyi, son bilmeceyi de çözmeyi hak etmiştir. Sevgili ziyaretçiler, Allah'ın sözlerini işiterek bu tövbeyi yaparsınız ve Allah salâh makamında mutlaka kendisini gösterir. Sevgili ziyaretçiler, son sır, Allah'ı görmeden evvelki son sır, bir evvelki makamda, yani ihlâs makamında çözülmüştür. Salâh makamı, bundan sonraki asıl sır için, Allah'ın Zat'ı için geçerlidir. Salâh makamına geçenlerin, Allahû Tealâ'yı görmesi söz konusu olacaktır. Sevgili ziyaretçiler, salâh makamına geldiğiniz zaman, Allah'ın mutlak olarak görüleceği kademe, beşinci ve altıncı kademelerdir. Ondan evvel de Allahû Tealâ'yı görenler, bunu vehbî olarak görmüşlerdir; ama Allah'ı görmenin müktesep hak olarak sergilendiği yer, iradenizin bağlandığı ve iradenizin ref edildiği iki makamdır.

Öyleyse Allahû Tealâ'nın Zât'ının görülmesi de bir müktesep hak teşkil eder mi?

Eder Sevgili ziyaretçiler.

Kim Allah'a kul olma noktasına geçip de Allah'a köle olmayı dilerse, Allah onu köleliğine kabul ederse, o noktadan itibaren Allah'tan, her zaman Allah ile konuşmak yetkisinin sahibi olan bu kişi, devamlı Allahû Tealâ'dan günde yüzlerce sual sorarak cevap alacak, yalnız onları işleyecektir.

Sonra mı ne olacaktır?

Sonra, iradesi bağlanan bu kişi, bu kademede iradesi bağlanan bu kişinin iradesi ref olunacaktır, kaldırılacaktır; o zaman Allah'tan bir şey sormasına gerek kalmayacaktır. O zaman Allahû Tealâ, devamlı olarak emirlerini ona verecektir.

İşte, Şeyh Abdûlhakim Hüseynî Hazretleri:

"Atımı hazırlayın!" diyor,

Hazırlıyorlar. Atına atlayıp gidiyor, iki saat sonra geri dönüyor. Diyorlar ki:
"Neden gittin? Neden geldin?"

Diyor ki:

"Emir verdi git, emir verdi dön. Biz de emrin gereğini yaptık. Ne emir verirse onu yaparız."

O odur ki; dünya üzerindeki bütün mürşidlerin ulaşabileceği son kademe olan o kademedeydi. Sevgili ziyaretçiler, bu muhtevaya dikkatle bakın. Ancak bütün bu güzellikleri yaşadıktan sonra; yani ihlâs makamının neticesinde, bütün kâinatın, bütün gök katlarının sırlarına tamamen vakıf olduktan sonra Allah'ı görebilirsiniz ve Allah'ı görmek, hiçbir zaman rüyada gerçekleşemez, Sevgili ziyaretçiler. Allah'ı ancak kalp gözünüzle görebilirsiniz; o da, Allah gösterdiği zaman. Bunu müktesep olarak kazandığınız zaman, salâh makamının beş ve altıncı kademelerinde olursunuz, yedinci kademedeki, en üst kademedeki zaten bunun en tabiî hakkının sahibidir. Salâh makamının ondan evvelki kademelerinde de Allahû Tealâ görülebilir ama bu vehbîdir. Allahû Tealâ'nın özel ihsanıdır Sevgili ziyaretçiler. Ve salâh makamından evvel Allah'ın görülmesi de söz konusu değildir.
İSKENDER ALİ MİHR

 



Muhterem Efendi Hazretleri, Tasavvuf Doktoru, Sayın İskender Ali Mihr,

Allah'ı görmeyi anlatıyor


Aslında, O'nu görmeniz söz konusu olmalı.

Evvelâ, O'nun bütün boyutlardan münezzeh olduğunu söylemek isterim; ama görünmek istediği zaman, iki boyutlu olarak görünür. Görmek için göze, konuşmak için ağza, hareket etmek için ellere, kollara ihtiyacı yoktur. Her zerresiyle işitir, bilir, görür, davranır. Zamanı sıfırlayabilen sonsuz hızın sahibidir. Bu sebeple O'nu, hep aynı noktada görürsünüz. Aslında kâinatın her yerindedir aynı anda.

O "Allah"tır, her şeyin hakimi. Sizinle konuşur, sizi görür ve bir gün daimî zikir noktasında, siz de Allah'ı inşaallah göreceksiniz. Gördüğünüz zaman, Allah'ın insan olmadığını net olarak göreceksiniz. Zaten bir defa, üç boyutlu değil. O, "Allah" bizlerse, O'nun kullarıyız. O'nun sadece yaratıklarıyız; her şeyi hudutlu olan varlıklar. Düşünün ki; eksi sonsuzdan sıfıra kadar uzanan dalga boylarından hiçbirini alamıyoruz. Sıfırın biraz ötesinden başlayan, artı sonsuza kadar uzanan (dalga boylarının ise) dalga boylarından ise, 5 milimle 11 milim arasında 6 milimlik bir sahayı alabiliyoruz, algılayabiliyoruz.

O'nun sonsuz hayranı olarak konuşuyorum. Kendinize dikkatle bakın! Bir kişi görürsünüz. Aslında siz, 70 trilyon hücrenin sahibi olarak, her hücresinde de 23 çift kromozom bulunan bir varlık olarak, bilmem kaç katrilyon sizi temsil ediyorsunuz. O ise bunların hepsini, bütün detaylarıyla yaratan.


 

 
Bugün 8 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol