|
|
Zaman Allah (c.c.) mıdır?
Müsned’de geçen bir hadis-i şerifte “Zamana küfretmeyin çünkü zaman Allah’tır” buyruluyor. Hadis sahih midir? Bu hadisten ne anlamalıyız?
Değerli kardeşim,
Sizin de ifade ettiğiniz gibi, hadis-i şerif olarak nakledilen “Zamana küfretmeyin çünkü zaman Allah’tır”1 şeklinde Ahmed bin Hanbel tarafından rivayet ediliyor.
Bu hadis, bizim bile geldiğimiz temel ölçülere ters gibi. Zira zaman mahluktur, Allah ise Hâlık’tır.
Öyleyse hadis-i şerifin yoruma, te’vile ihtiyacı vardır.
Zamanın kıymetine ve faziletine dikkat çekilmiş olabilir.
Cenab-ı Hakk zamana yemin ederek onun şerefine dikkat çekmiştir.2 “Dehre ‘(zamana)’ küfretmeyin. Çünkü Dehr, Allah demektir.”3 hadis-i şerifi ile işaret olunan manadır. Zaman en büyük nimettir ki “Asra yenim olsun ki”4 ifadesiyle Allah onun nimet oluşuna ve şerefine yemin etmiştir. En büyük bir nimet ve şeref olan zamanı, şerefsizce kullanarak başına bela ve azap yapanlar kaybetmişlerdir. Sonra bu hüsran ve kayıplarını zamana yükleyerek: “Bizi zamandan başkası helâk etmiyor”5 diyerek dehrîlerin çukuruna düşmüşlerdir.
Cenab-ı Hakk’ın takdir ettiği mukadderatın, ka-derden kazaya, imam-ı mübinden kitab-ı mübine intikali esnasında, zerrâtın ihtizâzâtına “Zaman” denir. Zamanın zerratın ihtizâzâtıyla alâkası vardır. Zaman; mekâna ve maddeye bağlı izafiyeti olan nisbî, kısmî bir hakikattir.
“İşte İmam-ı Mübinin imlâsı ile yani kaderin hük-miyle ve düstüriyle, Kudret-i İlahiye, icad-ı eşyada herbiri birer ayet olan silsile-i mevcudatı levh-i mahv, isbat denilen zamanın sahife-i misâliyesinde yazıyor, icâd ediyor, zerrâtı tahrik ediyor… Demek harekât-ı zerrât; o kitabetten, o istinsahdan (mevcudat, âlem-i gaybdan, âlem-i şahadete ve ilimden kudrete geçmele-rinde) bir ihtizazdır, bir harekâttır. Amma “Levh-i Mahv, isbât” ise sabit ve daim olan levh-i Mahfuz-u A’zamın daire-i mümkinatta, yani mevt ve hayata, vûcud ve fenaya daima mazhar olan eşyada, mütebeddil bir defteri ve yazar-bozar bir tahtasıdır ki hakikat-ı zaman odur. Evet, her şeyin bir hakikatı olduğu gibi zaman” dediğimiz, kâinatta cereyan eden bir nehr-i azimin hakikatı dahi, levh-i Mahv, isbatdaki kitabet-i kudretin sahifesi ve mürekkebi hükmündedir. 6
Zaman: “Yevm” denilen bir günde gece gündüz adı verilen siyah ve beyaz meleklerle varlığını örerek haftayı, haftalar da mekiklerle örerek ayları, aylar da devrini tamamlayarak yılı, yıllar da mekiklerini örerek yılları, yıllar da karnları ve asırları, asırlar da devrini tamamlayarak dünyanın ömrünü meydana getirirler. Dünyanın devrini tamamlaması “O din gününün sahi-bidir.”7 ayetiyle anlatılan öbür âlemin gerçekleşecek olan günlerinin başlamasına doğru, varlık onların kolları arasında renklerin en çarpıcılarını elde ederek kusursuzluğa ulaşır. Saniye, dakika, saat ve günleri gösteren haftalık bir saatin millerinden birisi devrini tamam ettiği zaman, behemahal ötekileri de devirlerini ihmal edeceklerine kanaat hâsıl olur.
Kezalik, yevm, sene, ömr-ü beşer ve ömr-ü dünya içinde tayin edilen manevi millerinden birisi devrini tamam ettiğinde, ötekilerin de (velev uzun bir zamandan sonra olsun) devirlerini ikmal edeceklerine hükmedilir. Keza, bir gün veya bir sene zarfında vukua gelen küçük küçük kıyametleri, haşirleri gören bir adam, saadet-i ebediyenin (haşrin tulû-u fecriyle şahsî bir nev' hükmünde olan) insanlara ihsan edileceğine şüphe edemez…”8
Zaman, Allah’ın takdir ettiği mukaddesatın kader aleminden kaza alemine, alem-i gaybdan alem-i şehadete intikali esnasında zerratın ihtizazatına zaman denir. Yani zamanın kader ile alakası vardır. Zamana küfür, kadere küfürdür. Kadere küfür de, insanı tıpkı Allah’a küfretmiş gibi imandan mahrum eder.
Cenab-ı Hakk’ın bütün icraatinde sebepler perde oluyor. Fakat zamanın icraatı doğrudan doğruya Allah’ın elindedir. Zamanın sebeplerle izahı gayr-ı kabildir. Öyleyse zamana küfür herhangi bir sebebe küfür değildir. Zamana küfür esbaba raci olmaz. Doğrudan doğruya Hâlık-ı zaman olan Allah’a raci olur ve O’na küfür olur. Zamanı doğrudan doğruya Hz. Allah elinde tutuyor.
Zamanını değerlendiren hayatını değerlendirir. Zaman en büyük bir Allah nimetidir, ihsanıdır.
“Koma bugünü yarına
Yarın Hakk’ın divanına
Varam Allah deyu deyu” dizeleri de bu hakikati ifade ediyor.
En doğrusunu Allah bilir.
Selam ve dualarımla…
Necdet İÇEL
Kaynaklar:
1.Ahmed bin Hanbel, Müsned, c: 5, shf: 299-311
2.Asr Suresi: 1
3.Ahmet b. Hanbel, c; 5. 299.311
4.Asr Suresi: 1
5.Casiye Suresi: 24
6.Mektubat: 10. Mektup.
7.Fatiha Suresi: 4
8.İşat-ül Î’caz, shf: 19
|
|
|